15 Kasım 2012 Perşembe

Fasık delikanlı


Fasık delikanlı;

Israilogullari arasinda bir fasik vardi, fasikliktan bir türlü vazgecmiyordu, günün birinde beldesinin halki ondan iyice bikti, koyuldugu o kötü yoldan onu vazgectirmekten ümitler kesilince ondan kurtulmak icin Allah´a yalvardilar.

Allah (C.C) Hz.Musa,ya (A.S) vahyetti ki:

"Israilogullari arasinda bir delikanli var, onu beldelerinden sür ki, onun kötülügü yüzünden üzerlerine ates yagmasin"

Hz.Musa,da (A.S) o beldeye vararak delikanliyi sürdü. Delikanli beldesinden cikarak bir köye sigindi. Bunun üzerine Allah´dan o köyden de onu kovma emrini alan Hz.Musa (A.S), delikanliyi yeni yurdundanda cikardi.

Ikinci sefer sürgüne cikan delikanli bu defa insansiz, bitkisiz, vahsi hayvansiz ve kus ucmaz bir magaraya sigindi. Bu ipissiz magarada yanliz kendisi ile basbasa kalan delikanli cok gecmeden hastalandi, yaninda bakacak kimsesi yoktu.

Topragin üstüne yigildi, basinida yere koydu. Bu acikli durumda dudaklarindan söyle mirildandi:

Annem basucumda olsaydi, halime aci ve zilletime aglardi. Babam yanimda olsa yardimima kosar, basimin caresine bakardi. Karim burada olsa ayriligimizin acisina aglardi....Cocuklar yanimda olsalar, cenazemin arkasindan gözyaslari döker ve "Allah´imiz! Garip, zavalli, günahkar, beldesinden yabanci bir köye sürülmüs orada da barindirilmiyacak issiz bir magarada da dünyadan ayrilarak ümitsiz bir ahiret yolculuguna cikmak üzere olan babamizi sen af eyle" diye dua ederlerdi.

"Allah´im! Beni ana - babamdan, evladimdan, karimdan ayri düsürdün, fakat rahmetinden mahrum etme. Onlarin acisi ile kalbimi yaktin, fakat günahima karsilik beni atesinde yakma."

Delikanlinin bu acikli yalvarmalari üzerine Allah, delikanliya anasi ve karisi kiliginda birer huri, cocuklarinin kiligina girmis genc melekler ve babasi kiliginda da bir melek gönderdi. Gelen huri ve melekler yanbasina oturarak üzerine agladilar. Delikanli da "Iste ana - babam, karim ce cocuklarim, sonunda bana gelmisler" diyerek ölcüsüz bir sevince boguldu, gönlü feraha kavusarak günahtan arinmis ve affa ugramis bir halde Allah´in rahmetine kavustu.

Bunun üzerine Allah (C.C) Hz.Musa (A.S),ya bildirdi ki: "Filan yerdeki falan kuytu magaraya git, orada velilerimden bir veli öldü, yanina var, ona karsi yapilacak görevleri bizzat yürüterek ölüsünü defnet"

Allah´in bu talimatina uyan Hz.Musa (A.S) kuytu magaraya varinca Allah´in emri ile önce kendi beldesinden ve sonra sürgün olarak yasadigi köyden kovdugu delikanlinin ölüsü ile karsi karsiya oldugunu ve cenazesinin cevresini melekler ile hurilerin tuttugunu görür.

O zaman Hz.Musa (A.S) Allah´a:

"Allah´im Bu ölü, senin emrin uyarinca beldesinden ve sürgün yerinden kovdugum delikanli degilmi" diye sorar. Ulu Allah Hz.Musa (A.S),ya cevap verir:

"Evet ya Musa, fakat sonra ben onu rahmetimin semsiyesi altina alarak affettim. Cünkü toprak üzerinde uzanmis, yatarken bana yakardi. Memleket, ana-baba, es ve cocuk hasretine katlandi. Ona son nefesinde gurbetteki acikli durumunun elemine katilsinlar diye son nefesinda anasi ve esi kiliginda birer huri, babasi ve cocuklari kiliginda melekler gönderdim. "Bilirsin ki bir garip öldügü zaman yer ve gök ehlinin hepsi onun icin yas tutarlar. Ben merhametlilerin en merhametlisi iken ona nasil acimazdim"

Garip bir kimse komaya girdigi zaman Allah (C.C) meleklerine buyurur ki:

"Ey meleklerim! Bu adam gariptir, yolcudur, coluk-cocugundan, esinden ana-babasindan ayri düstü. Ölünce arkasindan aglayacak, yasini tutacak bir kimse yoktur"

Arkasindan Allah (C.C), meleklerin birini babasi kiliginda, bir baskasini cocugu kiligina, bir digeri yakin akrabasindan birisi kiligina koyar. bunlar son nefesinde yanina varirlar. Garip hasta gözlerini acar, ana-babasini, esini görür, yüregi rahatlar. ruhunu huzur ve sevinc icinde teslim eder. Daha sonra cenazesi yola cikarildigi zaman, melekler onu ugurlar ve mezari basinda Kiyamet gününe kadar dua ederler.

Iste ulu Allah´in (C.C) "Allah´in kullarina karsi lütuf sahibidir" ayet-i celilesinin tecellilerinden birisi de budur.

Ibni Ata (Rahimehullahu Aleyh) der ki:

"Kulun gercek mümin olup olmadigi bela ve ferahlikla karsilastigi anlarda belli olur. Ferahlik günlerinde sükredip bela günlerinde sizlanan kimse, (kulluk ve müminlik iddiasinda) yalancidir.

"Eger bir kimse bütün insanlarin ve cinlerin bilgisini nefsinde toplamis olsada üzerine dogru bela rüzgari estigi zaman basina gelenlerden ötürü aciktan aciga sikayet ederse, ilminin ve amelinin ona hicbir faydasi yoktur"

Nitekim bir Hadis-i Kudsi´de söyle buyurulur:

"Benim takdirime razi olmayanlar ve benim verdigime sükretmeyenler benden baska bir Rabb arasinlar"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder