10 Kasım 2012 Cumartesi

Hak Mezhepler / Hanefilik


Hak Mezhepler / Hanefilik;

Hanefîlik, İmam Ebu Hanife veya İmam-ı Azam olarak bilinen Numan. B. Sabit’in görüşleri etrafında oluşmuş bir mezheptir.

Ebu Hanife, sahabeleri görmüş birisiydi. İslam dünyasının birçok yerinde sayısız öğrenci yetiştirmiştir. Bunlardan en önemlileri Ebu Yusuf ile Muhammed Eş-Şeybani’dir. Mezhep, önce Irak’ta daha sonra Türkiye, Balkanlar, Pakistan Kafkasya, Irak, Suriye ve Kuzey Afrika’da benimsenmiş ve yayılmıştır.

Miladi 699 yılında Kufe’de doğan Ebu Hanife, küçük yaşlardan itibaren dinî ilimler alanında devrin ünlü bilginlerinden ders aldı. Numan b. Sabit, ticaretle de meşgul olmasından dolayı fıkhın, özellikle ticaretle ilgili konularında günümüze de ışık tutan önemli görüşleri bulunmaktadır. Özellikle, fıkıh ilmindeki başarısı, çözümü zor sorunları kolayca sonuçlandırması nedeniyle kendisine İmam-ı Azam denilmiştir.

Akıl ve mantık kurallarını bilimsel metotlar sonucunda kullanımı, dini sorunların çözümünde esnek bir yol izlenmesi, mezhebin çok geniş coğrafyalara yayılmasına olanak tanımıştır. Ebu Hanife’nin dinî konulara hâkimliği, ticari yaşamın içinde oluşu ona, insanları ve onların problemlerini yakından tanıma avantajı sağlamıştır. Bu durum, içtihatlarının halk tarafından kolay kabul görmesini sağlamıştır. İçtihadı (rey) ve kıyas metodunu çok kullanan Hanefîlik, çoğu zaman dinin genel ilkelerine başvurmuştur.

Dinî sorunların çözümünde tümevarım (sorunlardan başlayarak kurallara gidişi) metodunu kullanan Ebu Hanife, Müslümanların birbirleriyle Şkir alışverişine (Şura) büyük önem vermiştir.

Hanefîlik Mezhebinin görüşlerinden bir bölümü şöyledir:

1. Dinî konuların çözümünde başvurulacak ana kaynak Kur’an (vahiy) ve sünnettir. Müslüman bilginlerin bir araya gerek ortaya attığı fikir ve düşünceler ise icma olup, dinin üçüncü kaynağıdır.
 
2. Hüküm ifade eden sözler kadar, bunların anlamları ve konuluş gerekçeleri de önemlidir. O yüzden ayetlerin niçin indirildiği, hangi olay sonrası böyle bir ayet geldiği incelenmelidir.
 
3. Örf ve adetler fıkhın ikincil kaynaklarıdır. Dini hükümler tahsis edilirken örf ve adetlerinde bağlayıcılığı vardır.

Kaynak; www.dinibil.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder