17 Kasım 2012 Cumartesi

Rahat bir doğuma götüren 30 uygulama


Rahat bir doğuma götüren 30 uygulama
1. Hamile kalmadan önce kendinizle ilgili çalışın. Geçmişten getirdiğimiz birçok negatif olay anneliği, babalığı ve aile olma kavramlarını etkiler. Bu negatif yüklerden profesyonel terapi çalışmaları ile kurtulup, özgürleşebilirsiniz.

2. Hamilelik başlangıcından itibaren beslenmenize çok önem verin. Ne yerseniz bebeğiniz de onu yiyor. Doğaldan uzaklaşmadan dengeli beslenin. İki kişilik yemeyin.Kaliteli beslenin.

3. Doğum konusunu asla son ana bırakmayın. İlk aylardan itibaren hamileliği ve doğumu öğrenin. Hazırlıklarınızı erken yapın. Tercihlerinizi belirleyin. Son aylara güvenle girin.

4. Bulabileceğiniz erken gebelik kurslarına katılın. Hamilelik takibinde sizi bekleyenleri öğrenerek daha bilinçli bir aile olabilirsiniz.

5. Her ziyarette doktorunuza güven verin. Aileler genellikle güvenecekleri doktor ararlar ama güven vermeyi akıllarına getirmezler bile. Oysa artık doktorlar da ailelere güvenmek istiyorlar. Unutmayın ki doktor-gebe ilişkisi iki insan arasında güvene dayalı bir ilişkidir.

6. Annenizle doğumunuzu konuşun. Sizin doğumunuz aynı zamanda nasıl doğum yapacağınızı da etkilemektedir. Zor bir doğum hikayeniz varsa bu konuda profesyonel bir çalışma sizi bu negatif etkilenimlerden kurtaracaktır. Özelikle bu konularda uzmanlaşmış pre-natal psikolog (hamile psikologu) ile çalışın.

7. Beklenen doğum tarihinizi aileniz dahil herkese 2 hafta daha geç söyleyin. Bu tarih geldiğinde yoğun bir telefon trafiği ile rahatsız edilir ve gereksiz stres yaşarsınız. Herkes sizi farkında olmadan korkutur ve doğuma çok az kala gerilmenize sebep olurlar. Bu gerginlikler doğumun başlamasına engel olabilecek faktörlerdir.

8. 3. aydan itibaren bedeninizi egzersizlerle doğuma hazırlayın. İmkanınız varsa mutlaka yoga veya pilates derslerine katılın. Bu dersler beden-zihin-nefes dengesine dayalı derslerdir ve doğumun kendisi zaten budur. Eğitmenlerin doğumu bilmeleri çok önemlidir. Bu kursları almış ve doğumu bilen deneyimli eğitmenlerle çalışın.

9. Doğuma hazırlık kurslarına erken katılın. Bilgi içinizdeki birçok korkudan kurtulmanızı sağlayacaktır. Korkular doğumun önündeki en büyük engellerdir. Eğitmenlerin profesyonel eğitim alıp almadıklarını, bu konudaki tecrübelerini ve eğitim felsefelerini iyi inceleyerek karar verin. Her hamile eğitiminin doğuma yeterince hazırlamadığını unutmayın.

10. Rahat bir doğum için gevşemeyi öğrenin. Doğumda rahim kasımız aktif olarak çalışırken, diğer kasların gereksiz enerji tüketmemesi gerekir. Bu yüzden doğumda gevşeme en önemli faktörlerden biridir.

11. Bebeğinizin ve sizin sağlıklı bir doğum tecrübesi yaşamanız için nefes almayı öğrenin. Doğumda en önemli faktör uzun ve derin nefeslerdir. Bu nefesler bir yandan bebeğinize yeterli oksijenin ulaşmasını sağlarken diğer yandan da rahatlamanızı ve kasılmaları daha rahat karşılamanızı sağlar. Nefesle doğum çok daha kolaydır.

12. Normal doğuma götüren kanıta dayalı uygulamaları öğrenin ve bu konulardaki tercihlerinizi erken belirleyin.
Bunlar:
1Doğum kendi başlamalıdır
2 Annelere doğumda hareket özgürlüğü verilmelidir
3 Doğum yapan kadınlara kesintisiz duygusal ve fiziksel destek verilmelidir
4 Doğum eylemi boyunca rutin müdahalelerden kaçınılmalıdır
5 Doğumda doğal ve aktif ıkınma teknikleri tercih edilmelidir
6 Doğum sonrasında anne ve bebeği bir arada tutulmalıdır

13. Doğumunuzun tıbbi bir engel yoksa kendiliğinden başlamasını bekleyin. Kendiliğinden başlayan doğumlar anne ve bebeğin en sağlıklı hazır olmasının garantisidir. Kendiliğinden başlayan doğumlar daha kolay ve sorunsuz ilerler.

14. Doğum boyunca yatağa bağlı kalmayın. Aktif ve ayakta pozisyonlar kasılmaları daha rahat geçirmenizi sağladığı gibi, yerçekiminin de etkisiyle rahim ağzının daha kolay açılmasını ve bebeğin aşağı inişini kolaylaştırır. Yürüyün, sallanın, dans edin yani kısaca bedeninizi izleyin, o size ne yapmanız gerektiğini söyleyecektir.

15. Yanınızda size yardımcı olacak kişinin sakin bir kişi olmasına özen gösterin. Doğumda panik ve gerginlik bulaşıcıdır. Başkalarının gerginliği sizi ve doğumunuzu da etkiler.

16. Doğuma kalabalık gitmeyin. Çevrenizdekilerin sabırsızlığı doğumu ve sağlık personelini negatif etkiler.

17. Ebe hizmetlerinin aktif olarak kullanıldığı hastaneleri tercih edin. Doktorunuz doğumun açılma süresinde sürekli sizinle olamaz. Bu dönemdeki en büyük yardımcınız sizinle birebir ilgilenecek olan ebenizdir. Ebelere güvenin.

18. Doğumda bebek kalp atışlarının izlenmesi için kullanılan makineye tıbbi bir gereklilik yoksa sürekli bağlı kalmayın. Bu sizi kısıtlar ve bir sorun olduğu hissine kapılırsınız. Ara ara bebek kalp atışlarının izlenmesi yeterli olacaktır.

19. Doğumda zamana saygı duyun. Her doğum farklıdır. Kısa sürede ve rahat bir doğum yapmak için pozitif odaklanabilirsiniz ancak bu konuda şartlanmayın. Uzun ve yorucu bir doğum sonrasında da aynı coşku ve mutluluğu yaşayabilirsiniz.

20. Mümkün olduğunca rutin müdahalelerden kaçınmaya çalışın. Doğum o kadar mükemmel bir beden-zihin-bebek uyumu vardır ki, yapacağımız müdahaleler sadece bu işleyişi bozar. Ancak bazı zamanlarda tıbbi gereklilikler nedeni ile size önerilen müdahaleler konusunda sağlıklı kararlar verebilmek için bu konularda sağlıklı bilgi sahibi olun ve doktorunuzla bu konuları önceden konuşun.

21. İlaç dışı rahatlatıcı teknikleri öğrenin. Bunlar arasında gevşeme, nefes, küçük dokunuşlardan oluşan efloraj, imgeleme teknikleri, psikoprofilaksi, kendi kendine hipnoz sayılabilir. Bu sayede bebeğiniz ve sizin için her zaman bazı yan etkileri olabilecek ilaçla ağrı kesici yöntemlere gerek kalmadan doğum şansınız artacaktır.

22. Ikınmalar sırasında ayakta ve dik pozisyonları tercih edin. Bu sayede hem bebeğiniz daha iyi oksijen alacak hem de yerçekiminin kolaylaştırıcı etkisinden faydalanırsınız.

23. Epizyotomi dediğimiz vajinal kesi her doğumda yapılması gereken zorunlu bir uygulama değildir ve birçok yan etkisi de bulunmaktadır. Bunu engellemek ve rahat bir doğum yapmak amacı ile son aya girdikten sonra perine masajını uygulayarak kesisiz bir doğum şansınızı arttırabilirsiniz.

24. Doğum için seçtiğiniz hastane ve doktorun yukarıdaki doğuma götüren uygulamalara nasıl baktığını, sezaryen oranlarını ve rutin müdahalelerini öğrenin. Tercihleriniz varsa bunları önceden doktorunuzla paylaşma sorumluluğu sizindir.

25. Doğum tercihlerinizi yaparken sorumluluk almayı da öğrenmeniz gerekir. Doktor-anne-baba üçlüsü olarak alınacak her kararda sorumluluğunuz olduğunu unutmayın. Bu sorumluluğu alabilmenin tek yolu kararlara ortak katılabilecek kadar bilgi sahibi olmanızdır. Tüm sorumluluğu doktora bıraktığınız zaman sizin değil, onun isteklerine göre bir doğum yapmanız kaçınılmazdır.

26. Doğum normal, doğal ve sağlıklıdır. Ancak bazen doğanın da yardıma ihtiyacı vardır. Belli bir oranda sezaryen olabileceğinizi unutmayın. Sezaryen olma durumunuzdaki seçeneklerinizi ve tercihlerinizi belirleyin. Anne ve bebeğine saygılı bir sezaryenler, sezaryenin birçok olumsuz etkisinden kurtulma şansınız olacaktır.

27. Doğum sonrası kritik saatler anne-bebek bağlanması açısından çok önemlidir. Doğumdan sonra tıbbi bir engel yoksa bebeğinizin derhal kucağınıza bırakılmasını talep edin. İzin verirseniz bebeğiniz kendi içgüdüleri ile memeyi bulacak ve emmeye başlayacaktır. Bu konuları önceden doktorunuz ve hastane yönetimi ile konuşun.

28. Doğum sonrası bebeğinizle mutlaka aynı odada kalın. Doğum sonrasındaki anne-bebek bağlanmasının bozulmaması için fazla ziyaretçinin odaya dolmasına izin vermeyin. Anne ve bebeğin bu kutsal saatlerine saygı gösterin.

29. Doğumda ağrı olmak zorunda değildir. Ağrısız doğum yaptığını söyleyen birçok gebem var. Bebeğin yaptığı baskıları zihninizde dönüştürebilir, dalgalar gibi karşılayabilir ve çok daha rahat karşılayabilirsiniz.

30. Doğum sonrasındaki ilk 2 hafta doğum kadar önemlidir. Büyük değişim yaşadığınız bu zamanlara da şimdiden hazırlanın. Aşırı ziyaretçi dinlenmeniz gereken zamanları kısıtlayarak yorgunluğunuzu arttıracak depresyon ihtimalini arttıracaktır. Bebeğe ve kendinize odaklanmak birincil tercihiniz olmalıdır.

İstanbul Doğum Akademisi,HAKAN COKER
Bu yazı Bebeğim ve Biz Dergisi Kasım 2010 sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder