26 Kasım 2012 Pazartesi

Sultan Mehmed Vahdeddin (1918-1922) / Osmanlı Padişahları


SULTAN MEHMED VAHDEDDİN (1918 – 1922)

VI. Mehmet Vahidettin (Osmanlı Türkçesi: Vâhidüddîn, Mehmed-i Sadis) (d. 2 Şubat 1861, İstanbul – ö. 15 Mayıs 1926, San Remo). Osmanlı Devleti’nin 36. ve son padişahı ve 115. İslam halifesidir.
Şehzadeliği
Sultan Abdülmecit’in sekizinci oğlu ve kendisinden önce tahta geçen V. Murat, II. Abdülhamit ve V. Mehmet Reşat’ın küçük kardeşidir.
Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Sultan Abdülmecit’in ikballerinden Şayeste Hanımefendi tarafından büyütüldü. Tahta geçiş sıralamasında çok aşağılarda olduğu için gözden uzak bir yaşam sürdü. Gençlik yıllarında gizlice medrese derslerini takip etmiş, bu özelliği ile tahta çıktıktan sonra kendisine arz edilen şer’i konulara müdahale edebilecek derecede yetkinleşmiştir.
İlk evliliğini bu dönemde, ablası Cemile Sultan’ın sarayında görüp beğendiği Emine Nazikeda Hanım ile yapmıştır. Cemile Sultan, çok sevdiği Nazikeda üzerine başka bir eş almaması şartı ile Vahideddin’in talebini kabul edeceğini bildirdiğinde ablasının şartını kabul etmesine rağmen, bu evlilikten dünyaya Sabiha Sultan ve Fatma Ulviye Sultan geldikten sonra doktorların tıbben bir daha doğum yapamayacağı bildirilmesi üzerine eşinin de rızasını alarak başka evlilikler yaptı. 1912′de tek oğlu Mehmet Ertuğrul dünyaya geldi.
Ağabeyi II. Abdülhamit’in uzun padişahlığı sırasında, Çengelköy’de mimar Alexandre Vallaury’ye yaptırdığı köşkünde münzevi bir hayat yaşadı. Diğer şehzadeler hakkında padişaha jurnal yazmakla suçlandı.
V. Mehmet Reşat tahta geçtiğinde, Sultan Abdülaziz’in oğlu Yusuf İzzeddin Efendi veliaht oldu. Yusuf İzzettin’in 1 Şubat 1916′da bir yurt dışı seyahatine çıkacağı gün henüz aydınlatılamayan bir şekilde intiharı üzerine Vahidettin veliahtlık makamına yükseldi. 1917 Aralık ayında yaveri Mustafa Kemal Paşa eşliğinde beş haftalık Almanya seyahatine çıktı. 3 Temmuz 1918′de Sultan Reşat’ın ölümü üzerine 57 yaşında tahta çıktı.
Tahta çıkışından kısa bir süre sonra şöyle dediği anlatılır:
“Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layikiyle tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhde eyledim. Şaşmış bir haldeyim, bana dua ediniz.”
Padişahlığı
1918 yazında tahta geçtiğinde Saltanata geçtiğinde ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Devlet yönetiminde aktif bir rol alacağının işaretlerini vermişti ancak iki büyük sorunla karşı karşıya idi: bir yandan, bir felakete dönüşen I. Dünya Savaşı’nı en az hasarla sona erdirmek; öbür yandan, 1913′ten beri imparatorluğa egemen olan İttihat ve Terakki rejimine karşı bir siyasi alternatif oluşturmak. Tahta geçer geçmez, İttihat ve Terakki önderliğine muhalefetiyle tanınan Mustafa Kemal Paşa’yı Suriye Cephesi kumandanlığına atadı.
8 Ekim 1918′de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Talat Paşa başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet İzzet Paşa başkanlığında bir kabine kuruldu ve bu kabine savaşı bitiren Mondros Mütarekesi’ni 30 Ekim 1918′de imzalandı. İzzet Paşa’nın “artçı” kabinesinin de sadece 25 gün süren iktidardan sonra istifası üzerine Padişah yaşlı diplomat Ahmet Tevfik Paşa’yı 13 Kasım’da sadrazamlığa getirdi. Mustafa Kemal Paşa ile Vahdettin’in yolları ilk kez Mustafa Kemal’in şiddetle karşı çıktığı bu atama nedeniyle ayrıldı.
İstanbul’un İngilizler tarafından işgalinden sonra kurulan ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idamına fetva alan ve 10 Ağustos 1920′de Sevr Anlaşması’nı imzalayan son Damat Ferit kabinesi, kurulduktan altı buçuk ay sonra istifa etti. Yeniden İhtiyar Tevfik Paşa başkanlığında kurulan ve nötr kişilerden oluşan yeni kabine, 1922 Kasımına kadar görünürde hükümet etmeye devam etti.
Türkiye’den ayrılışı ve Sürgün Yılları
Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922′de İzmir’in Kurtuluşu ve 13 Ekim 1922′de Mudanya Mütarekesi ile sona erdi. Bu sırada İstanbul henüz İtilaf Devletlerinin askeri işgali altındaydı. 6 Ekim’de TBMM ordusunu temsilen Refet Paşa (Bele) komutasındaki bir askeri birlik İstanbul’a girdi. Bu günlerde basın organları Vahideddin aleyhinde geniş çaplı ve kamuoyunda etki yapan yayınlarda bulundular. Padişah Vahdettin’nin Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fermanı imzalaması onun vatan haini olduğunu açıkça göstermekte olduğunu düşünen Halk arasında bazı gruplar hakaret ve tehdit içeren gösteriler yapmışlardır. Bu olaylar Vahiddin’in korkuya kapılmasına sebep oldu.
1 Kasım 1922′de Türkiye Büyük Millet Meclisi çıkardığı iki maddelik bir kanunla saltanatı kaldırdı. 4 Kasım’da son sadrazam Ahmed Tevfik Paşa istifa etti. 5 Kasım’da Refet Paşa, Babıali’deki bakanlıklara gönderdiği bir genelgeyle işlerine son verildiğini tebliğ etti. 17 Kasım sabahı Vahdettin, küçük oğlu Ertuğrul Efendi ve hareminin mensuplarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayından bir kayığa binerek Boğaziçi’nde demirlemiş olan bir İngiliz zırhlısı ile Malta’ya gitmiştir.
İngilizler Vahdettin’in İngiltere’ye gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta’da kaldı. 1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin’in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan 1923′e dek Hicaz’da kaldı. İngiltere’nin baskısı üzerine buradan ayrıldı.
Bir süre İtalya’nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran 1923′te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Bu dönemde başlangıç bölümünü kendi el yazısıyla yazdığı, kalan bölümlerini yakınlarına dikte ettirdiği anılarını kayda geçirmiştir.
16 Mayıs 1926′da San Remo’da kalp damarlarının tıkanmasından dolayı 65 yaşında hayatını kaybetti. Alacaklıları olan yaşadığı semtin manavı ve kasabı cenazesine haciz koydurmuşlardır. Kızı Sabiha Sultan mücevherlerini satarak borçlarını ödemiş ve cenazesi üzerindeki hacizi kaldıralarak, damadı Ömer Faruk Efendi’nin nezaretinde Beyrut’a getirilmiş, oradan Şam’a nakledilmiştir. II. Abdülhamid’in kızı Ayşe Sultan’ın ilk kocası olması sebiyle ailenin eski damadı sayılan, Suriye’nin o sıradaki Cumhurbaşkanı Ahmed Nami Bey’inde katıldığı, Suriye Hükümeti’nin düzenlediği resmi bir törenle Şam’da Süleymaniye (Selimiye) Camii haziresine defnedilmiştir.
Ailesi
Eşleri
1. Emine Nazik-Edâ Baş Kadın Efendi
2. İnşirah Hanımefendi
3. Şadiye Müveddet Kadınefendi
4. Nevvare Başhanımefendi
5. Nimet Nevzad Hanımefendi
Erkek çocukları
1. Mehmed Ertuğrul Efendi
Kız çocukları
1. Fenire Sultan
2. Fatma Ulviye Sultan
3. Rukiye Sabiha Sultan

Kaynak;http://www.sanalbilgin.net/category/padisahlar/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder