19 Eylül 2012 Çarşamba

PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V) 'İN ZEVCESİ - HZ.MEYMUNE (R.A)


PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V) 'İN ZEVCESİ
 HZ.MEYMUNE  (R.A)

HZ.MEYMUNE (R.A)

Hilal Kabilesindendir. Hicretin yedinci senesi sonunda Resulullah'la (s.a.v) evlenmişlerdir. Resulullah'ın (s.a.v) en son evlendiği hanımdır.

O zahide ve abide idi. Hz. Aişe (r.a.) 'den şöyle rivayet olunmuştur :
"Meymune hepimizden daha müttaki idi, sıla-ı rahmi daha çok yapardı."
Hz. Meymune (r.a) Validemiz Tebuk harbinde yaralıların arasında geziyor, yaralıların yarasını tedavi ediyor, ve Hak yolunda çarpışıyordu. Rivayet edilir ki, İslam Tarihinde ilk defa, muhariplere yardım etmek gayesiyle, kadınlardan bir fırka meydana getiren kadın, bu Validemizdir. Keramet ve şeref yolunda çarpışanların yaralarını tedavi ve ihtiyaçlarını temin ediyordu. Hatta o anda kendisine düşman oklarından biri isabet etti, yaralandı. Eğer Allah'ın (c.c) yardımı olmasaydı hemen can verecekti. Çünkü yarası çok derindi.

Hz. Meymune (r.a) Hz. Abbas'ın (r.a) ailesi Lübabetü'l-Kübra 'nın kızkardeşidir. Üstad Seyyid Muhammed Reşid Rıza diyor ki :

"Hz. Abbas (r.a) Hz. Muhammed'e (s.a.v) Meymune ile evlenmesini teşvik ediyordu. Çünkü Meymune'nin vekili olarak Hz. Abbas onun nikahını kıydı."

Eğer bu mutlu evlenmede büyük maslahatlar olmasaydı Hz. Abbas (r.a.) , yalnız zevcesinin hatırı için bu kadar gayret etmezdi. Daha sonra bu evlenme bilfiil meyvesini verdi.Meymune'nin (r.a) kavmi Resulullah'ın (s.a.v) tarafını tuttu ve cemaat cemaat gelip müslüman oldular. Onların Resulullah'a (s.a.v) yardımı İslam ordusunu kuvvetlendirdi. Hz. Meymune (r.a) bu şerefe nail olduğu zaman ömrünün sonunu yaşıyordu.

Ey insaflı ve değerli okuyucu!... Acaba bu evlenmede siyasi mülahazalardan başka, şehvet duygusu gibi bir şey düşünülebilir mi? Haşa bin defa haşa!... Bu evlenme ancak fazilet, mürüvvet ve siyasetle İslam'a hizmet düşüncesinden başka bir şey değildir. Bu nedenle hepsi bir araya gelerek Resulullah'ı (s.a.v) bu evlenmeye sevketti. Bu evlenme Hz. Muhammed 'in (s.a.v) derin bir görüşe sahip olduğunun açık delillerindendir. Eğer gaye bu olmasaydı, bu ihtiyar ve dul kadınların yerine, gerek Kureyşlilerden gerekse diğer kabilelerden binlerce genç, güzel , bakire kızlarla evlenebilirdi. Çünkü O Zat-i Kibriya'nın akrabası olmak için binlerce can atanlar vardı. O, her doğru kalbin dostu ve bütün kainatin muhterem bir Peygamberi idi. Emin idi. Bütün kemal sıfatları kendisinde toplanmıştı. O nefsine tabi olarak evlenmekten müfsitlerin dediğinden çok uzaktır. Çünkü Kamil Resul ve masum Peygamberdir. Artık Peygamberlik O ' nunla sonuçlanıyordu. Peygamberlerin sonuncusu nasıl olur da eksik sıfatlarla tavsif olunur? Onun en yüce bir varlık olduğuna delil şu ayet-i celiledir :


"Şüphesiz sen en güzel ahlak üzere yaratılmışsın." (Kalem Suresi - 4)

"Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, O Allah'ın (c.c) elçisi ve Peygamberlerin sonuncusudur..." (Ahzab Suresi - 40)


Kaynak;http://www.sumeyyediyari.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder