19 Eylül 2012 Çarşamba

PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V) 'İN ZEVCESİ - HZ.CÜVEYRİYE (R.A)


PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V) 'İN ZEVCESİ
 HZ.CÜVEYRİYE  (R.A)

HZ.CÜVEYRİYE (R.A)

Hz. Cüveyri'ye (r.a) Beni Müstalik Kabilesinin reisi Darar oğlu Haris'in kızıdır. Aynı kabileden Safvan oğlu Müsafi'den dul kalmıştı. Müsafi müslümanların en şiddetli düşmanlarındandı. Hele Resulullah'a (s.a.v) çok kızardı. Meşhur Merisi savaşında öldürüldü ve ailesi Cüveyriye dul kaldı. Esir olarak müslümanların eline düştü. O zamanın adetine göre esir hizmetçi olarak beslenirdi. Cariyelerle hür kadınlar aynı haklara sahib değillerdi, yani eşit kabul edilmezlerdi. Azad olmaktan da mahrum idiler. Ancak efendilerinden satın alınarak hürriyete kavuşabilirlerdi.

Merhamet kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v) esir kadınları hür kadınlarla eşit kıldı. İnananlara , İslamiyetin müsamahasından, bereketinden ve adaletinden bir misal daha gösterdi. Esir düşmüş bir cariye olan Cüveyriye (r.a) ile evlendi ve bütün müslümanlara fiili bir ders verdi. Onların zihinlerine takılmış olan çok fena bir adeti söküp attı. Çünkü cariyeler halkın nazarında bir mal gibi kabul edilirler ve onlarla evlenmek gayet ayıp bir iş sayılırdı. Resulullah (s.a.v) ashabına ve onlardan sonra geleceklere esir edilmiş kadınlara karşı nasıl hareket edilir? Zelil edilmiş bir kavmin büyüğüne nasıl muamele yapılır? Fakir düşmüş zengine nasıl şefkat gösterilir? gibi konularda onları aydınlatmış oluyordu.

Evet, Cüveyriye (r.a) Validemiz Beni Müstalik kabilesinden esir düşmüştü. Resul-ü Ekrem (s.a.v), esirlerle evlenmenin adet haline gelmesi ve esirlere hayvan muamelesi yapılmaması için onunla evlendi. Ashab da Resulullah'a (s.a.v) uydular. Onlar da yanlarındaki cariyeler ile evlendiler. Çünkü Resulullah'ın (s.a.v) her yaptığı Sünnet-i Saniyedir. Onlar Sünnet-i Seniyyeyi harfiyen tatbik ederlerdi. Resulullah'ın (s.a.v) Cüveyriye (r.a) ile evlenmesi nedeniyle, müslümanların elindeki Beni Müstalik kabilesinden, esir edilmiş olan bütün kadşnlar Resulullah'şn (s.a.v) şerefi için azad edildiler. Çünkü artık O'nun kayınları olmuşlardı. Beni Müstalik kabilesinden olanlar, Resulullah'ın (s.a.v) bu yüceliğini görünce hep birden gelip Müslüman oldular. Bu sebeple ; "Kavmi hakkinda Cuveyriye 'den daha hayırlı bir kadın yoktur." denilmiştir.


Müslim ve Buhari Hazretleri , Hz. Aişe (r.a) den şöyle rivayet etmişlerdir :

"Beni Müstalik kabilesinin kadınları esir düştüklerinde ganimet mali olarak paylaşıldı. Evvelce hazineye beşte-bir çıkarıldı. Sonra her atlıya iki pay, her piyade muharibe de birer pay verildi. Haris'in kızı Cüveyriye, Kays oğlu Sabit'e düştü. Cüveyriye Resulullah'a (s.a.v) geldi, dedi ki :

- Ey Allah'ın Peygamberi Ben Haris'in kızı Cuveyriye'yim. Babam beni Müstalik kabilesinin reisidir. Benim başıma gelen felaketi biliyorsun. Sabit, dokuz okiyye gümüş mukabilinde beni azad eder, beni kurtar."

Resulullah (s.a.v) cevaben buyurdular ki:
- "Ondan daha hayırlı bir teklifim var, kabul edermisin?"

- "Teklifiniz nedir Ya Resulullah?."

- "Hem o parayı verip seni azad edeceğim. Hem de seninle evleneceğim."

- "Memnuniyetle kabul ederim."

Resulullah :

- "Ben de kabul ettim." buyurdular.

Bu haber hemen etrafa yayıldı. Halk : "Resulullah'ın (s.a.v) kayınları esirlikte nasıl tutulabilirler?" diyerek, Beni Müstalik kabilesinden esir alınmış olanların hepsini azad ettiler. Bu işe tam yüz aile katıldı. Bu da Cüveyriye 'nin (r.a) Resulullah'la (s.a.v) evlenmesi bereketi ile oldu. Hz. Cüveyriye'nin (r.a) bütün Ezva-i Tahire'den daha çok ibadet edici olduğu da rivayet edilir.

Bu evlenmeden sonra Cüveyriye'nin (r.a) ihtiyar babası Resulullah'ın (s.a.v) yanına geldi ve söyle dedi :

"Benim kızım gibiler esir edilmez. Onun için kızımı serbest bırak, onu götüreyim."
Hz. Muhammed (s.a.v) Cüveyriye'yi (r.a) muhayyer kıldı :

"İster babasını, isterse beni seçsin."
buyurdu. Hz. Cüveyriye (r.a) Resulullah'ı (s.a.v) seçti.

Ey insaf sahibi olanlar!.. Allah Elçisinin merhametine, derin görüşlülüğüne ve eşsiz siyasetine baksanıza... Bu hanım onun en şiddetli ve amansız düşmanlarından birisinin zevcesidir. Ona bu kadar şefkatkarane muamele ettikten sonra artık bir diyecek kalır mı? O' na ikram etti, ihsanda bulundu, milletinin kalbine öyle bir merhamet ve insanlık tesiri yaptı ki, kütle haline gelip, "Allah'ın (c.c) din olarak seçtiği İslamiyete" dahil oldular.


Zaten bu evlilikten Resulullah'ın (s.a.v) da maksat ve gayesi bundan başka bir şey değildi. Gaye bu olduktan sonra, artık itirazcıların bir diyeceleri var mıdır? Olabilir mi? Şerefli kimseler Allah Elçisinin bu rey'inden daha üstün bir rey kabul edebilirler mi? Bu öyle bir rey'dir ki, önünde dağlar secdeye eğilir. Bizi Resulullah'ın (s.a.v) hidayetine erdiren Allah'a (c.c) şükürler olsun...

Kaynak;http://www.sumeyyediyari.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder