11 Kasım 2012 Pazar

Üstün Özellikleriyle Yün



Üstün Özellikleriyle Yün;

'Saka dikeni' isimli bitkiyi duymuş olmalısınız. Ülkemizin pek çok yöresinde bu bitkiye rastlanır. Otlamak için dağ bayır dolaşan koyunlar, bu dikenlerde birçok kıl bırakır. Bu kılların serüvenini takip ettiğinizde koyunların bunu bilerek yaptığı hissine kapılabilirsiniz. Çünkü bir müddet sonra sakaların bu kılların başına üşüştüğüne, gagaları ile onları didik didik ettiklerine şahit olursunuz. Birçok kuş gibi sakalar da iplik hâline getirdikleri bu kılları yuvalarına taşır ve kendilerine verilen istidadın bir gereği olarak işler. Böylece kuşların yuvaları, kendileri ve yavruları için sıcak bir mekân olur.

Peki, kuşların bile faydalandığı yün hakkında bizler neler biliyoruz?
Koyun, keçi, deve gibi bazı otçul hayvanların vücutlarındaki yumuşak kıllar 'yün' olarak tarif edilir. Ama 'yün' denince akla genellikle koyun yünü gelir. Bir kılda, derinin içine gömülü bir kök ile bu kökten çıkan ve üst deri dışında devam eden serbest eksen kısmı vardır. Kılın serbest ekseninden enine alınan kesitte, mikroskobik olarak 3 kısım görülür. Bunlar içten dışa doğru medulla, korteks ve kütikuladır (en dış kısmı). Korteks ve medullada pigment maddesi vardır. Bu pigmentin miktarına göre kıl, açık veya koyu olur. Memelilerde renk maddesi 'melanin'dir. Bunlar siyah, kahve ve kızıl olabilir. Pigmentsiz kıllar beyaz görülür.

Pullardan bir kılıf
İlkbaharda kırkılan kirli koyun yününe 'yapağı' denir. Yapağı kılları genellikle 2 ile 30 cm arasında değişir. Kılın çapı ise 20–80 mikron arasındadır (1 mikron=1/1000 mm). Bir yün kılını mikroskop altında inceleyecek olursak, onun bir çatının kiremitleri veya balıkta olduğu gibi sıralanmış pullarla örtülü olduğunu görürüz. Yün olarak kullanılan kılların dış yüzünü oluşturan kütikula hücrelerinin ucu dışa doğru uzar, bu sebeple kılların üzeri pürtüklüdür. Pürtüklerin çokluğu yünün kalitesini artırır.

Yünün esas kısmını teşkil eden korteks; uzun, kat kat iplik şeklinde hücrelerden yapılmıştır. Yünün esnekliği, dayanıklılığı ve boyanma hususiyeti, bu korteks bölgesinin özelliğine göre değişir. Kıvırcık kılların köklerinin bir tarafı öbür yanından daha kısadır, yani kılın bir tarafı diğer tarafından daha hızlı uzar ve bu da kılın kıvrılmasına sebep olur. Bu hususiyetten dolayı yün; eğirme kalitesinde mühim bir faktör olan helozonik yapıya kavuşur. Bu helozonik kıvrımlar, yünün esnek olması ve buruşmamasını sağlar. Öyle ki 1 cm'deki kıvrım sayısı, yünün yarıçapı ile orantılı olarak değişir. İnce yünlerde cm'de 10, orta kalınlıktaki yünlerde 4–8, kaba yünlerde ise 1–2 kıvrım bulunur.

Medulla, elyaf boyunca uzanan ve farklı şekillerdeki medulla hücreleri ile gevşek olarak doldurulmuş dar bir kanaldır. Bu, ince elyafta tek, kaba yünlerde ise birbirine paralel birkaç kanal hâlinde yaratılmıştır. Gevşek şekilde bulunan hücrelerin arasında sıvının geçebileceği kanallar vardır. Pullar su geçirmediğinden, yün boyandığında boya çözeltisi ancak pulların elyafla birleştiği yerlerden medulla tabakası içine girer.

Yün esnektir
Bir koyunun derisinde santimetrekarede 4.000 ile 10.000 arasında kıl vardır. Kılların sayısı koyunun cinsine ve vücut bölgesine göre değişir. Yetişkin bir merinosun derisinde 20 milyon ile 126 milyon arası kıl bulunur. Yün elyafları ne kadar ince ise, o kadar kıvırcık olur. Yünün kalitesini; elyaflarının inceliği ve kopma mukavemetinin büyüklüğü tayin eder. En ince elyaflı yün, merinoslarda bulunur. Bu yün elyafları, 16 mikron ile 50 mikron arasında değişen kalınlıklardadır. Hayvanın omuz başlarına rastlayan kısımlarındaki yünler daha ince olur. Yünün kalitesi ile hayvanın yaşı arasında da bir münasebet vardır. En kaliteli yün, iki yaşını doldurmuş hayvanlardan elde edilir. Daha yaşlı hayvanlarda yün sertleşmeye başlar. Tiftik keçisinin (Angora) yünü de çok kıymetlidir.

Bir yün elyafı, aynı kalınlıktaki başka maddelerden daha fazla ağırlık taşıyabilir. Bu esnada boyu % 30 nispetinde uzayabilir. 10 cm uzunluğunda bir yün kılının boyu, yavaş yavaş gerilirse, 13 cm'ye kadar uzayabilir. Yüne verilen bu esneme kabiliyeti, onun en mühim hususiyetidir ve ona büyük bir üstünlük katar. Özellikle elbise yapımında yünün esneme özelliğinden geniş ölçüde faydalanılır. Meselâ kullanım esnasında buruşan elbiseler bir müddet askıda kaldığında yeniden eski hâlini almaktadır.

Yün sıcak tutar
Yüne ısıyı iletmeme, içinde hava tutma, sıcaklık yayma, keçeleşme gibi hususiyetler verilmiştir. Bu vasıflarından dolayı yün, vücudumuzu soğuğa karşı öteki tekstil malzemelerinden çok daha iyi korumaktadır.

Tabiî bir izolasyon malzemesi
Vücudumuzun iç sıcaklığının 37 oC olduğunu biliyoruz. Ama derimizin üzerinde sıcaklık 33 oC'yi geçmez. Hattâ derimizin bazı yerlerinde sıcaklık 26 oC'den fazla değildir. Sıcaklık veya soğukluk, vücudun deri aracılığı ile aldığı bir histir. Derinin ısınıp soğumasına göre vücut da ısınmakta veya soğumaktadır. Hava sıcaklığının vücudun sıcaklığından düşük olduğu zamanlarda vücut dışarıya sürekli ısı vermektedir. Bu ısı kaybına mâni olmak için genelde uygun kalınlıkta veya cinste elbiseler giyilir. Soğuktan korunmak için kumaşın ısı iletim özelliğinin düşük olması gerekir. İşte yün malzemeden yapılan elbiseler, vücudun dışarıyla ısı alışverişini en az seviyede tutan tabiî bir izolasyon görevi yapar.

Hava deposu
Yünün ısıyı geçirmemesinin bir sebebi daha vardır: Bu da yünün, iplikleri arasında bol miktarda hava barındırma özelliğine sahip kılınmasıdır. Bilindiği gibi hava, yüne göre ısıyı daha az iletir. Yünlü bir kumaşın içindeki hava boşlukları, kumaş hacminin % 80'i kadardır. Hava, bu boşluklar içinde bir balonun içindeki hava gibi hareketsiz durur. Ama aynı zamanda vücutla dışarıdaki hava arasında bir ısı yalıtkanı vazifesi görür. Ayrıca yünlü kumaş, insanın derisine hiçbir zaman iyice yapışmaz. Kumaştaki kıvrık yün iplikleri, kumaşı deriden biraz uzakta tutar. Deri ile kumaş arasındaki bu hava aralığı, vücut ısısının muhafaza edilmesini temin eder.

Sıcaklık yayma
Yüne verilen en mühim hususiyetlerden birisi de, onun ısı üretecek bir yapıya sahip olmasıdır. Meselâ uzay elbiselerinin iç bölümleri, elektrik dirençleri ile donatılmıştır. Yani bir elektrik ızgarası gibi ısı üretir. Yünlü elbiseler de buna benzer. Yani yünlü kumaşların 'higroskopik' (nem çeken) hususiyetleri vardır. Bu özellikleriyle de etraftaki hava katmanları içinde bulunan nemi emme vazifesi görür. Öyle ki bir kilo yünün içinde ortalama 150 gr. su bulunur. Ama yüne dokunulduğu zaman bu nem hissedilmez. Yün, havadaki nemi emdiği gibi vücudumuzdan yayılan ıslaklığı da emer. Yün, diğer tekstil ürünlerine göre daha çok ter çeker. Burada insanı hayrete sevk eden bir yaratılış harikası daha devreye girer ve bu emme sırasında yün bir müddet sonra vücuttaki terlemeyi en aza indiren bir izolasyon görevi görmüş olur.

Keçeleşme;

Yün elyafın üzerinde bulunan pullar; sıcaklık, basınç ve bazı kimyevî maddeler sebebiyle dışa doğru kıvrılır. Sıcaklık ve nem, yün liflerini şişirir. Korteks tabakasında epiderm tabakasına nazaran bir çekme görülür. Bütün bunlar, elyaf yüzeyini kapayan pulların açılmasına ve geriye doğru kıvrılmasına sebep olur. Örtü hücreleri birbirlerine kenetlenir ve lifler birbiri üzerine dolanır, düğümlenir. Bu hâdiseye yünün keçeleşmesi denir. Yün ve diğer hayvan kaynaklı elyaflarda diğer liflere (bitki kaynaklı ve kimyevî lifler) göre daha kaliteli keçeleşme görülür. Keçeleşme daha çok ince yünlerde olur. Battaniyelerin çoğu, fötr şapkalar, yünlü kumaşların keçeleştirilmesi ile yapılır. Çobanlar da çetin hava şartlarına karşı kendilerini koruyabilmek için dikişsiz ve kolsuz bir kıyafet olan 'kepenek' giyerler. Bu da yünün keçeleştirilmesiyle yapılır.

Yün yağı;

Yün yağı, yapağının yıkanması sırasında yıkama banyosuna emülsiyon oluşturarak geçer. Bu yıkama banyosu, diğer adıyla yün yağı, 'lanolin' adı altında kozmetiklerin yapımında kullanılır. Lanolin, açık sarı renkte, merhem kıvamındadır. Hafif kokuludur ve kolloidal gümüş merhemi gibi nüfuz edici merhemlerde, el ve traş kremlerinde, kıl dökücü kremlerde kullanılır. Hafif antiseptiktir (mikrop öldürücü), cildi güzelleştirir, saçların kırılmasını önlediği için şampuanlara katılır.

Hayvanlar âlemindeki her bir canlıda görülen mükemmel özelliklerin, sadece o canlılar için değil, diğer canlılar için de faydalı olduğu görülmektedir. İnsanoğlunun bu mükemmel özelliklerden azamî istifade ettiği, hattâ bunlardan ilham alarak üstün özellikte çeşitli malzemeler ürettiği de bilinmektedir.

Kaynak;İbrahim UĞURLU iugurlu@sizinti.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder